CHP Milletvekili Melih Meriç, sizler için yazdı...;

CHP Milletvekili Melih Meriç, sizler için yazdı...

Asgari Ücret: Cebin Dibindeki Delik, Mutfağın Tabanındaki Yangın...


Asgari ücret, bu ülkede artık bir maaş değil; ay sonunu görüp göremeyeceğimizin pusulası. Sıfırı tüketmek değil mesele; sıfıra tutunmaya çalışıyoruz.

 

Bir düşünün, dört kişilik bir ailenin geçimini bir tabak mercimeğe, bir torba una sıkıştırmaya çalışan bir sistem var karşımızda. Çocuğuna süt alamayan, pazarda poşet dolmadan eli boş dönen milyonlarca insan var. Buna rağmen hâlâ “zam yapılmayacak" diyen bir iktidar aklı...

 

Asgari ücret, artık "asgari" olmaktan çıktı. İsmi kaldı, kendi yok. Bu maaşla bir yaşam kurmak, denize kovayla set çekmek gibi: Hem imkânsız hem gülünç. Ama ne yazık ki kimse gülmüyor artık. Çünkü karnı aç olanın yüzü gülmez.

 

Yılın başında verilen 5 bin liralık artış, dört ayda enflasyon canavarı tarafından afiyetle yutuldu. Tencerede et değil, zam kaynıyor. Market arabaları artık boş dolaşıyor; çünkü maaş, reyonlara uğramadan buharlaşıyor. Maaş günü, mutlu bir gün değil; bankamatik ekranındaki hayal kırıklığının tarihi oldu.

 

Ama iktidar hâlâ beklemede. Ekonomi masasında "beklenti enflasyonu"ndan söz ediliyor. Ne tuhaf: Beklentiyle doyan tek canlı Türkiye ekonomisi oldu. Gerçek enflasyonu halk ödüyor, hayali enflasyonu devlet hesaplıyor.

 

Diyorlar ki “Asgari ücret zamlanırsa işveren zarar eder.ö Peki, işçi zarar edince kim konuşacak? Çalışanlar 22 bin lirayla geçinsin diye bastıranlar, diğer yandan büyük sermaye gruplarına dair tek kelime etmiyor.

 

Almanya'da asgari ücretle çalışanların oranı %9. Üstelik oradaki sendikalar bu oranı bile fazla buluyor. Türkiye'de ise bu oran %55. Bazı hesaplara göre %65'i buluyor. Yani bizde asgari ücret “başlangıç maaşı” değil, “ömürlük çile" haline gelmiş durumda. Ekonomide değil; vicdanda çöküş yaşanıyor.

 

Bu ücretle bir aile geçinemez. Geçinemeyen aile, geleceğe güvenemez. Geleceğe güvenmeyen yurttaş, devlete inanmaz. İşte bu yüzden asgari ücrete temmuz ayında ara zam yapılması şarttır. Üstelik geç bile kalındı.

 

Artık birileri duymalı: Asgari ücret, patronun muhasebe defterindeki bir satır değil; bu milletin alın teridir. Öyle bir ter ki, bugünün şatafatına değil, halkın boş tenceresine düşer.

 

Sözün özü şu: Krizi işçi çıkarmadı, bedelini de o ödemeyecek. Ya bu yaz alın terinin hakkı verilecek ya da bu kış yoksulluğun bedeli çok daha ağır ödenecek.

 

 

 

Kaynak:

İlgili Konular :
, , , , , , , , , ,
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum