
Okula uyum sürecine dikkat
SANKO Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzman Psikoloğu Gizem Başkılıç Turan, okula uyum sürecinin hem ebeveynler hem de çocuklar için çok önemli olduğunu söyledi....
Uzm. Psikolog Gizem Başkılıç Turan, kreş, anaokulu veya
ilkokula başlayacak çocukların uyum sürecinin büyük önem taşıdığını belirterek,
bu dönemde çocukların kaygılarını azaltmak ve okula geçişi kolaylaştırmak için
ailelere yol gösterecek öneriler paylaştı.
Çocuğun gelişimsel ihtiyaçlarını karşılayan bir ortamın
sağlanmasının, uyum sürecinde belirleyici rol oynadığını kaydeden Uzm. Psikolog
Turan, “Okul öncesi dönemde akademik bilgi değil, oyun ve hareketin ön planda
olduğu okullar tercih edilmelidir” dedi.
Çocuğun dilinin oyun olduğunu, oyun ile öğrenerek
geliştiğini ve kendi ritmini oluşturduğunu ifade eden Uzm. Psikolog Turan,
şöyle devam etti:
“Çocuğun enerjisini atabileceği bahçe, park ve oyun alanları
bulunmayan kurumlar riskli olabilir. Dinamik ve geliştirici ortamlar, çocuğun
doğal gelişim süreci için gereklidir. Şeffaf olmayan, ebeveynleri süreçten uzak
tutan yaklaşımlar güveni zedeleyebilir. Bu durum hem ebeveynler hem de çocuklar
için uyumu güçleştirebilir. Küçük yaşta ekran, akıllı tahta ve dijital
materyallerin yoğun kullanıldığı okullar yerine sosyal etkileşimi ve keşfi
destekleyen ortamlar seçilmelidir. Dijital denge çağımızın en temel
sorunlarından biridir. Bu sınırı koruyabilen ve öğretmenlerle güven ilişkisi
kurulan okullar tercih edilmelidir.”
“Her çocuk gelişimini kendi hızında tamamlasa da okula
başlamadan önce bazı becerilerin edinilmiş olması uyum sürecini kolaylaştırır”
diyen Uzm. Psikolog Turan, bu becerileri şöyle özetledi:
“- Dil Becerileri: Çocuk, ihtiyaçlarını ve
duygularını sözel olarak ifade edebilmeli, kısa yönergeleri takip
edebilmelidir. Bu, sınıf içi iletişimi ve öğretmenle iş birliğini
kolaylaştırır.
- Bilişsel Beceriler: Dikkatini kısa süreliğine bir etkinlik üzerinde
toplayabilmek, renkleri ve şekilleri ayırt edebilmek, basit yönergeleri yerine
getirebilmek okuldaki akademik süreçlere hazırlık sağlar.
- İnce ve Kalın Motor Beceriler: Kalın motor beceriler koşma, zıplama
ve dengede durma gibi hareketleri, ince motor beceriler ise kalem tutma, makas
kullanma ve küçük parçaları birleştirme gibi el-göz koordinasyonu gerektiren
işleri kapsar. Bu beceriler hem sınıf etkinliklerine katılım hem de öz güven
gelişimi için önemlidir.
- Öz Bakım Becerileri: Tuvalet ihtiyacını bağımsız karşılayabilmek,
ellerini yıkamak, basit giyinme ve soyunma becerilerini yerine getirebilmek
çocuğun okul ortamında kendine yetebilmesini sağlar.
- Sosyal Beceriler: Yaşıtlarıyla iletişim kurmak, sırayla oynamak,
paylaşmak ve iş birliği yapmak okulun sosyal ortamına uyumu kolaylaştırır. Bu
becerilerin günlük yaşamda küçük sorumluluklarla ve oyunlarla desteklenmesi,
çocuğun özgüvenini artırır ve okula adaptasyonu hızlandırır.”
“Çocuk, dünyaya gelene dek anne ile tek bedende bir
bütündür. Bebekliğin ilk birkaç yılında anneye yakın olma ihtiyacı devam eder”
şeklinde konuşan Uzm. Psikolog Turan, şu bilgileri paylaştı:
“Bu süreçte öne çıkan dört ayrılık basamağı; anne karnından
ayrılma, memeden ayrılma, yatakların ayrılması ve okula başlama. Bu
basamaklarda yaşanan zorluklar sonraki uyum sürecini etkileyebilir. Okulun ilk
günlerinde çocukların ebeveynlerinden ayrılmakta zorlanması sık rastlanan bir
durumdur. Ayrılık kaygısı, çocuğun bağ kurma becerisinin bir göstergesidir ve
zamanla azalır.”
Uzm. Psikolog Turan, bu süreçte ailelere şu önerilerde
bulundu:
“-Kısa, net ve güven verici vedalaşmalar yapın.
-Çocuğunuza verdiğiniz sözleri mutlaka yerine getirin.
-Duygularını görmezden gelmeyin, anlayışla karşılayın.
- Öğretmenle iş birliği yaparak kademeli uyum süreci oluşturun.
-Ebeveynlerin kendi duygularını da gözden geçirmeleri
önemlidir. Çocuğun kaygısını büyüten çoğu zaman ebeveynin kendi ayrılık
kaygısıdır. Çocuğunuza güven vermek için önce kendi duygularınızı düzenlemeniz
gerekir.”
Okulun, çocuğun hayatında ayrı ve yabancı bir yer
olmadığını, günlük yaşamın doğal bir parçası haline getirilmesinin uyum
sürecini kolaylaştırdığını söyleyen Uzm. Psikolog Turan, bunun için
ebeveynlerin atabileceği adımları şöyle sıraladı:
“-Düzenli Uyku ve Beslenme: Çocuğun uyku saatlerini
okul programına göre düzenlemek, sabahları telaşsız hazırlanmayı sağlar.
Dengeli kahvaltı, günün verimli başlaması için önemlidir.
-Hazırlık Rutinleri: Okula gitmeden önce birlikte çanta hazırlamak,
kıyafet seçmek ya da minik bir sabah ritüeli (Örneğin sevdiği şarkıyı açmak)
çocuğun sürece katılımını artırır ve güven hissi verir.
-Sabah Vedaları: Vedalaşmaları kısa, net ve sevgi dolu tutmak çocuğun
ayrılığı daha kolay kabullenmesine yardımcı olur. Uzayan vedalaşmalar kaygıyı
artırabilir.
- Okul Dönüşleri: Çocuğun gününü paylaşmasına fırsat vermek, onu dikkatle
dinlemek, yaşadığı olumlu ya da zorlayıcı deneyimlerin kabul gördüğünü
hissettirir.
-Oyunla Köprü Kurmak: Evde oynanan oyunlarda okul senaryoları kurmak,
çocuğun öğrendiklerini pekiştirmesine ve duygularını ifade etmesine destek
olur.
-Tutarlılık: Okula devamlılığı mümkün olduğunca korumak, sık sık
devamsızlık yapmamak, çocuğun okulu güvenilir ve stabil bir yaşam parçası
olarak görmesini sağlar.
Okulun günlük rutine entegre edilmesi yalnızca
çocuğun değil, ailenin de hayatını kolaylaştırır. Düzenli uyku, yemek ve oyun
saatleri çocuğa öngörülebilirlik kazandırır. Öngörülebilirlik ise küçük
çocuklar için güven duygusunun temelini oluşturur.”
Çocuğa destek olmak için sabırlı, tutarlı ve sevgi dolu bir
yaklaşımın en büyük anahtar olduğunun altını çizen Uzm. Psikolog Turan, “Her
çocuğun uyum süreci farklıdır, gerektiğinde uzmandan destek alınmalıdır”
diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.